İlköğretime hazırlık; çocuğun tüm gelişim alanlarında okula hazır olmasıdır.
Okul öncesi eğitimin görevi; çocukların okul dönemine kadar temel becerileri kazanarak bütünsel gelişimlerini desteklemektir. Bu bağlamda sadece zihinsel gelişimin desteklenmesi yeterli olmayıp onların her alanda hazır oluşlarını yani ilkokul için gerekli ön bilgi, beceri ve tutumu kazanmış olmasını sağlamak gerekmektedir.
İlkokula hazırlık çalışmaları tüm okul öncesi yılları kapsayan ve yaşama dair temel bilgi ve becerileri kazandırmayı hedefleyen bir program dahilinde yapılmalıdır.
İlköğretime hazır oluş, çocuğun tüm gelişim alanlarında okulun beklentilerine uygun donanıma sahip olmasını gerektirir. Başka bir deyişle okul olgunluğuna sahip olabilmek için, yeni bir ortama uyum sağlamak, olumlu sosyal ilişkiler kurabilmek, olumlu bir benlik duygusuna sahip olabilmek, duygularını ifade edebilmek, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek, matematiksel düşünme becerisine sahip olabilmek, sorumluluk üstlenmek, okuma-yazma öğrenmek gibi becerilerin ön hazırlıklarının anasınıflarında yapılması gerekir. Bu süreci verimli kılmak, gerekli ön becerilerin yanı sıra çocukların yüksek motivasyon kazanmalarını da sağlar. Motivasyon aynı zamanda öğrenmenin ön koşuludur. Çocuklara bir kavramı, bilgiyi, beceriyi kazandırmak için öncelikle motivasyon yaratmak gerekir. Ancak bu şekilde öğrenme için çocukta merak uyandırmak, farkındalık yaratmak, bilinç geliştirmek ve öğrenmelerin gerçekleşmesine zemin hazırlamak mümkün olabilir.
Milenyum eğitim kurumları olarak; bizim amacımız öğrencilerimizi hem hayata hazırlamak hem de bir üst eğitim kuruma hazırlamaktır. Hayata hazırladığımız zaman hayat performansını, hayat başarısını yükseltiyoruz. Akademik hazırlıkta; bir üst eğitim kurumunda çocuğun daha az problemler yaşayarak devam etmesi için onun dimdik ayakta kalarak kendisi olabilmesi yolunda uzun bir süreçtir.
Bu bağlamda; her çocuğun birbirinden farklı olduğu ve belli bir kapasite belli bir zekâ düzeyi ile dünyaya gelir felsefesinden hareketle; onların bu kapasitelerini ortaya çıkarmalarına rehberlik yapıyoruz.
Zekâ düzeyleri başka bir çocuk ile eşitmiş gibi görünse de hiçbir çocuk birbiri ile eşit değildir. Her çocuk parmak izi gibi birbirinden farklıdır.
Öncelikle; çocuğun bulunduğu düzeyi doğru tespit etmek için gözlem süreçlerimiz başlıyor. Tabi ki gözlem önemli ama standardizasyonu olan ve kabul edilmiş gelişim ölçeklerini ve testleri uyguluyoruz. Çünkü sadece bakıp görme ile bir çocuğun tam da bulunduğu noktayı tespit edebilme şansımız yok.
İlköğretime hazırlık sınıfındaki öğrencilerimize; eğitim döneminin başında, ortasında ve sonunda olmak üzere 3 kez Türk çocukları için geliştirilen ilk ve tek okula hazır oluş testi olan Marmara İlköğretime Hazır oluş ölçeği; uygulama yeterliliğine sahip olan eğitim koordinatörümüz ve psikoloğumuz tarafından uygulanmaktadır. Marmara İlköğretime Hazır Oluş Ölçeği; 2003 yılında Yrd. Doç. Dr Özgül POLAT tarafından her gelişim alanında ve temel becerilerde ilköğretime ne düzeyde hazır olduğunu tespit etmek amacıyla Türk çocuklarına özgü geliştirilmiştir.
Sonrasında her çocuk için çıkardığımız öğrenci profili ( öğrenme stilleri, kişilik özellikleri, gelişim alanları, yetenekleri ) ile öğrencilerimizin bütünsel gelişimlerini destekleyerek ve okul öncesi eğitimin evrensel amaçlarını göz önünde bulundurarak onların ilköğretim için gerekli becerileri kazanmalarını sağlayacak sistemli bir hazırlık programı uyguluyoruz. Programımızı uygularken; onların doğal gelişim süreçlerini ve gelişim özelliklerini dikkate alarak baskı ve zorlamadan uzak, basitten zora doğru anlama süreçlerine uygun bir sıralama izliyoruz.
Bizim görevimiz; çevre ile ilgili süreçte başlıyor. Bu çevreyi destekleyen biziz. Sadece okulda değil evde de bunu desteklemek önemli. Çocuklara çok daha fazla uyaran ortamı sağlıyoruz.
Merak uyandıran, oyun ile öğrenme ortamı hazırlıyoruz.
Çocukların tüm gelişim alanlarını destekleyen bir eğitim programımız var.